Son dönemde hem sosyal medyada hem de haber sitelerinde sıkça dile getirilen asbestli toprak tartışması, doğal ürünlerin güvenliği konusunda büyük merak uyandırdı. Bazı paylaşımlar, özellikle pekmez toprağı zararlı mı veya pekmez toprağı asbest içeriyor mu sorularını gündeme taşıdı. Ancak bu iddiaların önemli bir kısmı, bilimsel gerçeklerden ziyade yanlış bilgi ve terim karışıklıklarından kaynaklanıyor.
Bu yazıda; asbestli toprak nedir, nasıl anlaşılır, nerelerde bulunur ve gıda üretiminde gerçekten risk oluşturur mu sorularını bilimsel veriler ışığında inceleyeceğiz. Ayrıca, geleneksel ve modern pekmez üretiminde toprağın nasıl kullanıldığını açıklayarak, asbestli toprak pekmez üretiminde kullanılıyor mu söylentilerinin gerçeği yansıtıp yansıtmadığını da ortaya koyacağız.
Amaç; endişe yaratmak değil, bilimsel bilgiyle desteklenmiş farkındalık oluşturmaktır. Çünkü doğru bilgi hem sağlığımızı hem de geleneksel üretim kültürümüzü korumanın en güçlü aracıdır.
Doğada lifsi yapıya sahip magnezyum-silikat mineralleri içeren kayaçların zamanla ufalanmasıyla oluşan özel bir toprak türüdür. Bu mineraller örneğin krizotil, amosit ve krokidolit geçmişte inşaat, izolasyon ve sanayi sektörlerinde ısıya dayanıklı malzeme olarak kullanılmıştır. Ancak sağlık üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle, asbestin üretimi ve kullanımı Türkiye’de 2010 yılından itibaren tamamen yasaklanmıştır.

Asbestli toprak genellikle serpantin ve ultrabazik kayaçların bulunduğu bölgelerde doğal şekilde oluşur. Bu tür topraklar gıda üretimiyle doğrudan ilişkili değildir; daha çok jeolojik oluşum bölgelerinde gözlemlenir. Yani gündelik yaşamda karşılaştığımız “pekmez toprağı” gibi malzemelerle asbestli toprak karıştırılmamalıdır.
Asbest içermeyen topraklar, gıda sektöründe doğal filtreleme maddesi olarak kullanılabilir. Bu topraklar, özellikle pekmez üretiminde meyve özündeki asidik bileşenleri nötralize eder ve berrak bir kıvam oluşturur. Bu nedenle “pekmez toprağı asbest içeriyor mu?” sorusu, kimyasal olarak birbirinden tamamen farklı iki malzemenin karıştırılmasından doğmuştur.
Sonuç olarak, asbestli toprak doğada bulunabilen bir mineral bileşimidir; fakat gıda üretiminde kullanılmaz ve kullanılmamalıdır.
Çıplak gözle anlaşılamaz. Bu tür toprakların tespiti yalnızca laboratuvar ortamında yapılan mikroskobik analizlerle mümkündür. Yani evde gözlem, renk farkı veya dokunarak yapılan testler asbest varlığını belirlemek için güvenilir değildir.
Bir toprağın asbestli toprak olup olmadığını kesin olarak anlamak için örnek, akredite bir laboratuvara gönderilmelidir. Bu merkezlerde şu yöntemler kullanılır:
Bu testlerin sonucunda, laboratuvar raporunda “asbest tespit edilmemiştir” veya “asbest lifleri gözlenmiştir” ifadeleri yer alır. Eğer lif tespiti varsa, bu toprak gıda üretiminde kesinlikle kullanılamaz.
Ev ortamında anlaşılmaz. Bazı yanlış paylaşımlarda “kaygan dokulu toprak”, “sabun gibi his” veya “toz çıkarıyorsa asbestlidir” gibi ifadeler dolaşsa da bunlar bilimsel olarak doğru değildir. Asbest lifleri mikroskobik boyuttadır; çıplak gözle, dokunarak veya koklayarak tespit edilemez.
Bu yüzden özellikle pekmez üretiminde kullanılacak topraklar mutlaka gıda sınıfı sertifikalı olmalı ve asbest analizi raporu içermelidir. Yani asbestli toprak pekmez üretiminde kullanılıyor mu iddialarının önüne geçmenin en etkili yolu, üretimde kullanılan toprağın laboratuvar onaylı olduğundan emin olmaktır.
Son yıllarda sosyal medyada yayılan asbestli toprak pekmez üretiminde kullanılıyor mu iddiaları, halk arasında büyük bir kafa karışıklığına yol açtı. Bu paylaşımlarda, pekmez yapımında kullanılan toprakların asbest içerdiği öne sürülüyor. Oysa bu iddiaların hiçbir bilimsel dayanağı yok. Gerçekte, gıda üretiminde kullanılan toprak ile asbestli toprak tamamen farklı yapılardadır.
Asbestli toprak, lifsi yapıya sahip minerallerden oluşur ve insan sağlığı için tehlikelidir. Buna karşılık pekmez toprağı, gıda sınıfı olarak tanımlanan, kalsiyum karbonat ve kil esaslı doğal bir bileşiktir. Bu toprak, asidi dengeleyerek pekmezin tadını yumuşatır ve rengini berraklaştırır.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın denetimlerine göre, piyasadaki gıda sınıfı topraklarda asbest lifine rastlanmamıştır. Üreticiler, kullandıkları toprağın güvenliğini belgelemek için laboratuvar analiz raporu sunmak zorundadır. Bu analizlerde asbest mineralleri, ağır metaller, mikrobiyolojik riskler ve pH dengesi kontrol edilir.
“Pekmez toprağı zararlı mı” gibi soruların sıkça sorulmasının nedeni, asbestli toprakla ilgili yapılan yanlış paylaşımlardır. Sosyal medyada dolaşan birçok içerik, bilimsel kaynağa dayanmayan yorumlardan oluşur. Bu nedenle kullanıcıların bilgiye güvenilir kaynaklardan ulaşması büyük önem taşır.

Pekmez, Anadolu kültürünün en eski ve en doğal tatlandırıcılarından biridir. Yüzyıllardır süren üretim geleneğiyle hem enerji kaynağı hem de doğal bir şifa deposu olarak sofralarda yer alır. Ancak son dönemde, asbestli toprak pekmez üretiminde kullanılıyor iddiaları yüzünden, bu geleneksel yönteme dair yanlış anlamalar ortaya çıktı. Oysa hem geleneksel hem de modern üretim biçimleri, gıda güvenliği açısından kontrol altındadır.
Geleneksel yöntemde pekmez üretimi, doğrudan meyveden öz çıkarma işlemiyle başlar:
Pekmez toprağı, şıranın içindeki asidi nötralize eder, rengin açılmasını sağlar ve tortuyu çöktürür. Bu toprak kalsiyum karbonat ve kil esaslıdır, asbestli toprak değildir. Yani geleneksel üretimde kullanılan bu toprak, tamamen gıda sınıfı doğal bir filtre malzemesidir.
Dolayısıyla “pekmez toprağı zararlı mı” sorusunun yanıtı, toprağın kaynağına bağlıdır. Analiz raporu bulunan, gıda sınıfı onaylı topraklar zararsızdır. Ancak kaynağı belirsiz, ambalajsız ürünlerde hijyen riski olabilir bu risk asbest kaynaklı değil, mikrobiyolojik kontaminasyon kaynaklıdır.
Günümüzde büyük ölçekli üreticiler, geleneksel yöntemleri modern teknolojiyle birleştirerek üretim yapmaktadır. Bu yöntemde:
Modern üretimde kullanılan hiçbir malzeme asbestli toprak içermez. Bu yüzden asbestli toprak pekmez üretiminde kullanılıyor ifadesi ne geleneksel ne de endüstriyel üretim sürecinde gerçeklikle örtüşmez.
Geleneksel pekmez üretimi, doğaya saygılı ve köklü bir yöntemdir. Pekmez toprağı, asbest içermez; sadece meyve özünü berraklaştırmak için kullanılır. Modern üretim teknikleri, bu süreci daha da güvenli hâle getirmiştir. Asbestli toprak pekmez üretiminde kullanılıyor iddiaları, bilimsel temeli olmayan yanlış bilgilerdir.
Pekmez toprağı zararlı mı? sorusu, son dönemde özellikle asbestli toprak pekmez üretiminde kullanılıyor mu tartışmalarıyla birlikte sıkça gündeme geldi. Oysa doğru yanıt, toprağın içeriğine ve kaynağına bağlıdır. Bilimsel açıdan bakıldığında, gıda sınıfı olarak onaylanmış pekmez toprağı insan sağlığına zararlı değildir. Asıl risk, analiz raporu bulunmayan, kaynağı belirsiz toprakların kullanılmasıyla ortaya çıkar.
Pekmez toprağı, asbestli toprak değildir ve asbest mineralleri içermez. Bu topraklar, kalsiyum karbonat, kil ve magnezyum bileşenlerinden oluşur. Görevleri, meyve özündeki asidik yapıyı nötralize etmek ve doğal pekmezin berraklığını artırmaktır.
Asbest, tamamen farklı bir mineraldir lifsi yapıya sahip, genellikle izolasyon ve yapı malzemelerinde kullanılmıştır. Yani pekmez toprağı asbest içerir ifadesi, bilimsel olarak yanlış bir eşleştirmedir. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yapılan analizlerde, gıda sınıfı topraklarda asbest lifine rastlanmamıştır.
Gıda sınıfı toprak, laboratuvar analizinden geçmiş, kimyasal içeriği insan sağlığına uygunluğu açısından onaylanmış toprak türüdür. Bu tür topraklarda;
Üreticiler, bu toprakları kullanabilmek için TÜRKAK akreditasyonlu laboratuvarlardan analiz raporu almak zorundadır. Bu rapor, ürünün hem gıda güvenliği hem de kimyasal temizlik açısından güvenli olduğunu kanıtlar.

Evde pekmez yaparken dikkat edilecek hususlar şunlardır:
Bu adımlar hem doğal pekmez lezzetini korur hem de gıda güvenliğini garanti altına alır. Doğru toprak ve doğru üretim yöntemiyle yapılan pekmez, doğal ve sağlıklı olur.
Sonuç: Bilimsel Olarak Pekmez Toprağı Zararsızdır
Gıda sınıfı pekmez toprağı, insan sağlığı için güvenlidir. Asbestli toprak, gıda üretiminde kullanılmaz.
“Pekmez toprağı asbest içeriyor” iddiası bilimsel değildir. Doğal pekmez, doğru toprak seçimiyle üretildiğinde tamamen güvenlidir.
Asbestli toprak, sadece çevresel değil, aynı zamanda insan sağlığı açısından da tehlikeli bir maddedir. Bu topraklarda bulunan asbest lifleri, çıplak gözle görülemeyecek kadar ince ve hafiftir. Bu nedenle solunum yoluyla vücuda girebilir ve uzun vadede ciddi sağlık riskleri oluşturabilir.
Asbest solunursa, lifler akciğerlere kadar ulaşabilir ve burada birikmeye başlar. Zamanla bu lifler, dokularda iltihaplanmaya, kalınlaşmaya ve akciğer kapasitesinin azalmasına neden olur. Bu süreç genellikle yavaş ilerler; belirtiler yıllar sonra ortaya çıkabilir. Asbeste maruz kalan kişilerde görülebilen başlıca hastalıklar:
Bu nedenle asbestli toprak bulunan bölgelerde yaşayan kişilerin, tozlu ortamlardan uzak durması, maske kullanması ve asbestli materyali kesinlikle karıştırmaması gerekir.
Asbest lifleri, vücuda girdikten sonra bağışıklık sistemi tarafından kolayca yok edilemez. Bu lifler, hücre zarına zarar verir ve oksidatif stres oluşturarak hücrelerin DNA yapısını bozabilir. Uzun süreli maruziyet durumunda, lifler akciğer zarında veya karın zarında tümörleşmeye yol açabilir.
Araştırmalar, asbestin zararları arasında yalnızca fiziksel etkilerin değil, bağışıklık sistemi üzerindeki baskı ve genetik hasar risklerinin de bulunduğunu göstermektedir.
Asbestli toprak ile doğrudan temas eden veya bu bölgelerde yaşayan kişilerde, belirtiler genellikle 20–40 yıl sonra ortaya çıkar. Bu gecikme süresi nedeniyle, erken teşhis ve korunma hayati öneme sahiptir.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre, dünyada her yıl yaklaşık 90.000 kişi asbest kaynaklı hastalıklardan hayatını kaybetmektedir. Bu nedenle asbestin sağlık etkileri yalnızca geçmişteki sanayi işçilerini değil, asbestli toprak bölgelerinde yaşayan kırsal nüfusu da ilgilendirir.
Asbestli Toprak Sağlık Açısından Ciddi Bir Risk Taşır
Asbestli toprak, solunum yoluyla vücuda giren lifleri nedeniyle ciddi ve kalıcı sağlık sorunlarına yol açabilir. Gıda üretimi ve günlük yaşamda asbestli toprakla temas edilmemeli, Gıda sınıfı, analiz raporlu ürünler tercih edilmelidir. “Asbestli toprak pekmez üretiminde kullanılıyor mu” gibi iddialar, yalnızca bilgi kirliliği yaratır ve toplumda gereksiz endişeye neden olur.
Asbestli toprak sadece belirli bölgelerde doğal olarak bulunur, ancak bu durum orada yaşayan insanlar veya üreticiler için dikkat edilmesi gereken bir konudur. Bu nedenle hem çevresel hem de gıda güvenliği açısından asbest analizi yapılması büyük önem taşır.
Bir toprağın asbestli toprak olup olmadığını anlamanın en güvenli yolu laboratuvar analizi yaptırmaktır. Bu analiz, sadece akredite (TÜRKAK onaylı) laboratuvarlarda gerçekleştirilir ve birkaç temel adımdan oluşur:
Bu analiz, gıda üretiminde kullanılan topraklar için de geçerlidir. Özellikle pekmez üreticileri, kullandıkları toprağın asbest içermediğini belgelemek zorundadır.
Türkiye’de asbest testi ve toprak analizi hizmeti veren birçok kurum bulunmaktadır. Bunlardan bazıları:
Son dönemde gündeme gelen asbestli toprak tartışmaları, toplumda haklı bir merak uyandırdı. Ancak yapılan bilimsel incelemeler, bu konudaki birçok iddianın yanlış anlaşılmalardan kaynaklandığını ortaya koydu. Asbestli toprak, yalnızca belirli jeolojik bölgelerde doğal olarak bulunan bir madendir; gıda üretiminde kullanılan pekmez toprağı ile hiçbir kimyasal veya yapısal benzerliği yoktur.
Bilimsel analizler ve laboratuvar testleri, gıda sınıfı olarak onaylı topraklarda asbest liflerinin bulunmadığını açıkça göstermektedir. Dolayısıyla “pekmez toprağı zararlı mı” sorusunun doğru cevabı şudur:
Onaylı, analiz raporu bulunan gıda sınıfı pekmez toprağı zararlı değildir.
Gıda üretiminde asbestli toprak kullanılmaz ve kullanılmamalıdır. Bu tür söylentiler, genellikle bilgi eksikliğinden veya kavramların karıştırılmasından doğar. Oysa hem geleneksel pekmez üreticileri hem de modern gıda işletmeleri, ürünlerini sıkı denetim ve laboratuvar testlerinden geçirir.
Tüketiciler için önemli olan, bilinçli seçim yapmaktır:
Bugün Türkiye’de üretilen doğal pekmez ve benzeri ürünlerin neredeyse tamamı, asbest içermeyen kontrollü üretim süreçlerinden geçmektedir. Bu nedenle asbestli toprak nasıl anlaşılır sorusunun cevabı, sadece laboratuvar ortamında aranmalı; sosyal medya söylentilerine değil, bilimsel raporlara güvenilmelidir.
Özetle:
Bu geleneksel ürün, yüzyıllardır sofralarımızda yer alan bir doğal tatlandırıcı olmanın ötesinde, Anadolu kültürünün bir parçasıdır. Ancak unutulmamalıdır ki, her doğal besin gibi onun da değeri, nasıl ve ne kadar tüketildiğiyle ilgilidir.
Doğru saklama, uygun porsiyonlama ve güvenilir markalardan alışveriş yapmak hem sağlık hem de kalite açısından en doğru yaklaşımdır. Kısacası; bu doğal ürün, bilinçli tercihlerle tüketildiğinde hem lezzet hem de güven sunmaya devam eder.
Adalılar Çiftliği olarak, geleneksel üretim yöntemlerini modern gıda güvenliği standartlarıyla birleştiriyoruz. Önce olgun meyveler (üzüm, dut, keçiboynuzu vb.) ezilerek suyunu çıkartıyoruz Ardından bu meyve suyu, düşük ısıda yavaşça kaynatılarak koyulaştırılır. Tatlandırmak istiyorsak elma konsantresinden koyuyoruz. Günümüzdeki pekmezlerin çoğuna toprak katılmakta ve kaynağı belirsiz topraklar asbest riski barındırabilmektedir. Bizim pekmezimizde toprak yoktur ve düşük ısıda kaynatılmaktadır
Her kavanozda doğanın sade gücünü ve yerli üretimlerimizin emeğini sofralarınıza taşıyoruz.
Neden Adalılar Çiftliği Ürünleri?
Kahvaltıdan tatlılara kadar uzanan geniş ürün yelpazemizle, sofralarınıza doğallık ve lezzet katmak bizim için bir gelenek. Siz de Adalılar Çiftliği’nin pekmez çeşitlerini inceleyerek doğanın özünü mutfağınıza taşıyabilirsiniz.
Ürünleri Keşfetmek İçin Tıklayın
Evet. Endüstriyel üretimde gıda sınıfı kalsiyum karbonat ile pH düzenleme, filtrasyon/clarification teknikleri ve vakum altında düşük ısıda koyulaştırma gibi yöntemlerle toprak kullanmadan da berraklaştırma ve kıvam kontrolü yapılabiliyor.
Ambalajsız ürünlerde izlenebilirlik ve parti bazlı analiz belgesi görmek zordur. Bu yüzden hammaddenin kaynağı ve kullanılan toprak/katkının sınıfı doğrulanamaz. Asbest iddiası özelinde değil, genel gıda güvenliği açısından paketli ve parti numaralı ürünler daha güvenlidir.
Gıda sınıfı olarak üretilen ve analiz raporu bulunan pekmez toprakları, asbest veya ağır metal içermez. Bu topraklar yalnızca meyve özündeki asidik yapıyı nötralize etmek ve doğal pekmezin berraklaşmasını sağlamak için kullanılır.
Asbestli toprak, Türkiye’de ve dünyada jeolojik olarak serpantin ve ultrabazik kayaçların bulunduğu bölgelerde doğal şekilde ortaya çıkar. Bu topraklar gıda üretim alanlarında değil, genellikle dağlık, taş ocakları veya eski maden sahalarında görülür.
Asbestli toprak çıplak gözle anlaşılamaz. Tespiti yalnızca laboratuvar ortamında, polarize ışık mikroskobu (PLM) veya taramalı elektron mikroskobu (SEM-EDS) gibi cihazlarla yapılan mikroskobik analizlerle mümkündür.